Egeros Apart Rehber

Özge
Egeros Apart Rehber

Gezilecek yerler

Kaz Dağı Milli Parkı, Edremit’in yanı sıra, Türkiye’nin en önemli doğal değerlerinin başında geliyor. Antik dönemlerde İda Dağı olarak anılan dağ, 21,452 hektarlık genişçe alanıyla, bambaşka bir doğaya sahip. İnsanın içini temizleyen bol oksijeniyle doğayla iç içe olmak isteyenlerin bir numaralı adresi. 1992 yılında Milli Park olarak kabul edilen alan, Hasan Boğuldu Göleti’nden, Sütüven Şelalesi’ne kadar pek çok doğal güzelliğe ev sahipliği yapıyor. Özellikle yazın sıcak günlerinde ağaçların gölgesinde serinleyip, doğanın güzelliklerinin tadını çıkartmak isteyenler için en uygun adres Kazdağı. Deniz, kum, güneş üçlüsünden sıyrılıp, farklı deneyimler yaşayıp, kamp yapabileceğiniz en güzel alanlardan birisi, ancak ücretsiz olarak gireceğiniz alanlar dışında, dağa çıkabilmeniz için rehber gerekiyor.
Pinarbasi - Kaz Dagi Milli Parki
Kaz Dağı Milli Parkı, Edremit’in yanı sıra, Türkiye’nin en önemli doğal değerlerinin başında geliyor. Antik dönemlerde İda Dağı olarak anılan dağ, 21,452 hektarlık genişçe alanıyla, bambaşka bir doğaya sahip. İnsanın içini temizleyen bol oksijeniyle doğayla iç içe olmak isteyenlerin bir numaralı adresi. 1992 yılında Milli Park olarak kabul edilen alan, Hasan Boğuldu Göleti’nden, Sütüven Şelalesi’ne kadar pek çok doğal güzelliğe ev sahipliği yapıyor. Özellikle yazın sıcak günlerinde ağaçların gölgesinde serinleyip, doğanın güzelliklerinin tadını çıkartmak isteyenler için en uygun adres Kazdağı. Deniz, kum, güneş üçlüsünden sıyrılıp, farklı deneyimler yaşayıp, kamp yapabileceğiniz en güzel alanlardan birisi, ancak ücretsiz olarak gireceğiniz alanlar dışında, dağa çıkabilmeniz için rehber gerekiyor.
Zeytinli, Edremit İlçesine bağlı bir mahalledir. Akçay ile Edremit arasındadır. 1990'lı yıllarda Akçay'ın birer tatil mahallesi olarak yurt çapında tanınmasıyla birlikte, Zeytinli de deniz turizmi açısından önem kazanmış ve giderek gelişmiştir. Zeytinli beldesi adını yörenin en önemli ekonomik faaliyeti olan "zeytin"den alır. Asıl Zeytinli mahallesi Kazdağı eteklerindedir. Zeytinli mahallesine bağlı sahil bandı yazlık konutların yapılmasıyla oluşmuştur. Zeytinli için başka önemli bir etkinlik 2004 yazında düzenlenmeye başlayan ve her yaz tekrarlanan rock festivalidir (Zeytinli Rock Festivali). Bu güzide etkinlikte yerli rock grupları yer almakta ve dinleyenlere ucuz ve kaçırılmaması gereken bir eğlence sunmaktadır.
Zeytinli
Zeytinli, Edremit İlçesine bağlı bir mahalledir. Akçay ile Edremit arasındadır. 1990'lı yıllarda Akçay'ın birer tatil mahallesi olarak yurt çapında tanınmasıyla birlikte, Zeytinli de deniz turizmi açısından önem kazanmış ve giderek gelişmiştir. Zeytinli beldesi adını yörenin en önemli ekonomik faaliyeti olan "zeytin"den alır. Asıl Zeytinli mahallesi Kazdağı eteklerindedir. Zeytinli mahallesine bağlı sahil bandı yazlık konutların yapılmasıyla oluşmuştur. Zeytinli için başka önemli bir etkinlik 2004 yazında düzenlenmeye başlayan ve her yaz tekrarlanan rock festivalidir (Zeytinli Rock Festivali). Bu güzide etkinlikte yerli rock grupları yer almakta ve dinleyenlere ucuz ve kaçırılmaması gereken bir eğlence sunmaktadır.
Antandros Balıkesirin, Edremit ilçesine bağlı Altınoluk Mahallesi'ne 2 km. uzaklıkta yer alan önemli bir Troas kentidir.Altınoluk beldesi yakınlarındaki mozaikleriyle ünlü antik şehir. Kaletaşı tepesinin batı yamaçlarından yer almaktadır. Kentteki arkeolojik buluntular MÖ 7-8. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Ele geçen buluntuların bir kısmı Bursa Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir. Kazılar sırasında Roma dönemine ait mozaiklerle bezenmiş bir villaya, kanalizasyon ağına ve pek çok lahite rastlanmıştır. Kent özellikle Kaz Dağından sağlanan keresteleri ihraç etmekteydi ve bu yolla zenginleşti. Kentte Afrodit kültü egemendir. Antandros adı Troia savaşı sırasında da geçer. Troia savaşına da katılan Aeneas, Troia yıkılınca Antandros'a yıkımdan kurtulan insanlarla gelir ve 20 gemi inşa edip denize açılır. Ayrıca Antandros kenti Strabon'un da belirttiği gibi bir süre kuzeyden gelen ve Barbar Konan'ın halkı olarak bilinen Kimmerler tarafından işgal edilmiştir.
Antandros Caddesi
Antandros Caddesi
Antandros Balıkesirin, Edremit ilçesine bağlı Altınoluk Mahallesi'ne 2 km. uzaklıkta yer alan önemli bir Troas kentidir.Altınoluk beldesi yakınlarındaki mozaikleriyle ünlü antik şehir. Kaletaşı tepesinin batı yamaçlarından yer almaktadır. Kentteki arkeolojik buluntular MÖ 7-8. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Ele geçen buluntuların bir kısmı Bursa Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir. Kazılar sırasında Roma dönemine ait mozaiklerle bezenmiş bir villaya, kanalizasyon ağına ve pek çok lahite rastlanmıştır. Kent özellikle Kaz Dağından sağlanan keresteleri ihraç etmekteydi ve bu yolla zenginleşti. Kentte Afrodit kültü egemendir. Antandros adı Troia savaşı sırasında da geçer. Troia savaşına da katılan Aeneas, Troia yıkılınca Antandros'a yıkımdan kurtulan insanlarla gelir ve 20 gemi inşa edip denize açılır. Ayrıca Antandros kenti Strabon'un da belirttiği gibi bir süre kuzeyden gelen ve Barbar Konan'ın halkı olarak bilinen Kimmerler tarafından işgal edilmiştir.
GÜRE’DE BİR KÜLTÜR MİRASI: KAZDAĞI MÜZESİ Kaz Dağı Müzesi Edremit’te ziyaret edilmesi gereken önemli bir kültür, sanat, etnografya merkezi. Güre Limanı’nda yöreye özgü taş bir binada tarih ve medeniyet sevdalılarına hizmet etmekte olan müzede Kuzey Ege tarihine ait önemli belgeler, dokümanlar ve antik eserler sergileniyor. 2015 yılında Sarıkız Kazdağı Etnografya Galerisi adıyla hizmete giren müessese yakın zaman önce Kültür ve Turizm Bakanlığı nezdinde özel müze olarak tescillenmiş. Müzenin girişindeki tarihi çeşme “canlı olan her şeyin sudan yaratıldığına” vurgu yaparken, çeşmenin hemen yanına konulan, bölge ekonomisinin temel yapı taşlarından zeytinyağı üretim tesislerinde kullanılan soğuk sıkım âleti değirmen taşı Kazdağı Müzesi misafirlerini karşılıyor. MÜZE, UĞUR-MURAT OSTANCIOĞLU KARDEŞLERİN GAYRETLERİYLE HAYAT BULMUŞ. Uğur ve Murat Bostancıoğlu kardeşlerin, merhum babaları Ali Bostancıoğlu’nuz aziz hatırasına hürmeten tesis ettikleri Kazdağı Müzesi’nde ziyaretçileri görsel objeler, bölgeye ait eferemalar/dökümanlar, balmumu heykeller, antik objeler, sikkeler, yöresel kıyafetler, fotoğraflar/albümler, Kazdağı bölgesinde yaşamış mühim şahsiyetlerin özel eşyaları ile zeytinyağı üretim süreçlerinde kullanılan âlet ve sair ekipmanlar sergileniyor. 300 metrekare kapalı alana sahip olan, iki salon ve elli kişilik konferans/seminer salonundan müteşekkil müzede sergilenen eserler arasında Grek ve Roma dönemlerine tarihlenen cam koku şişeleri, bardaklar, kâseler ve cam bilezikler ön plana çıkıyor. Pişmiş topraktan üretilmiş koku şişeleri, tesdiler, yağ kandilleri, pişmiş muhtelif toprak figürleri, metal çocuk oyuncakları, kolye uçları, yüzükler, fibulalar, saç iğneleri, cımbızlar, bronz aynalar, bölgede onlarca asır önce yaşamış insanların günlük yaşamlarında değer atfettikleri nesneleri oluşturuyor. Ayrıca ok uçları, kurşun sapan taşları, prehistorik taş baltalar ve olta uçları avcı toplayıcı dönem insanlarının yaşamlarına Güre Limanı’ndan somut bir pencere açıyor. Müzede sergilenmekte olan eser ve objeler uzun uğraşlarla Kuzey Ege bölgesinden toplanarak kayıt ve muhafaza altına alınmış. Son cümlemize müzedeki tüm arkeolojik eserlerin, antik sikkelerin, toprakaltı madeni eşyalarının Antik Çağ’da Troas, Mysia ve Aeolis bölgelerinin kesişme noktalarında yer alan Edremit Körfezi’nin çevresinde bulunan yirmiden fazla antik kent mahreçli olduğunu belirtmekte fayda mülahaza ediyoruz. Tarihi mekânda ziyaretçileri evvelemirde Metin Bostancıoğlu’nun gayretleriyle hazırlanan sekiz dakikalık belgesel tanıtım filmi karşılıyor. Kazdağı Müzesi ziyaretçilerini, İda dağı mitoslarının, Troya ve Antendros Kuzey Ege antik kentlerinin, antik dönemlere ait sikkelerinin, vazolar ve terrakotaların, II. Mehmed Han’ın İstanbul’un fethi sırasında Toroslardan getirdiği Tahtacı Türkmenlerinin hayat hikâyelerinin, Yörüklerin ve Muhacirlerin bölgedeki hayata tutunma çabalarının, Kazdağı Milli Parkı’nın, bölge endemik bitkilerinin ve faunasının, Hasanboğuldu vakıasının, Sütüven şelalesinin, Sarıkız Efsanesi’nin orta yerine götürüyor! DUR YOLCU! Müzede, bölgedeki eski zeytinyağı fabrikaları ve zeytinyağı üretim süreçlerine dair sergilenen tarihi ekipmanlar dünden bugüne zeytinin hikâyesine odaklanıyor. Eski Edremit ve Körfez fotoğraf ve belgeleriyle yöresel kıyafetler Edremit ve civarında birkaç asırdır süregelen yaşanmışlıklara dair önemli paragraflar açarken, Gazi Mustafa Kemal’in balmumu heykeli, Milli Mücadele için Edremit, Kazdağları, Ayvalık ve Cunda Adası bölge halklarının Kuvayı Milliye ruhuyla ürettikleri katma değerler ziyaretçilere “dur yolcu” ihtarını yapıyor! GÜRE LİMANI’NDA BİR SIĞINMA SAHNESİ! Güre Limanı’nda tarih ve medeniyete dair bir sığınma sahnesi niteliğindeki müzede ayrıca yolu Kazdağları’ndan geçmiş, iz bırakan değerler köşesi de mevcut... Son cümleye çocukluğu Edremit ve Kazdağı’nda geçmiş olan “Benim meskenim dağlardır, dağlar” diyen Sabahattin Ali köşesini ve balmumu heykelini, Kazdağları âşığı Tuncel Kurtiz’in balmumu heykelini ve eserlerini, Çanakkale Destanı kahramanı Havranlı Koca Seyit’in balmumu heykelini, Edremitli şair Mustafa Seyit Sütüven’in ve şair Ali Ekber Çiçek’in balmumu heykellerini ve özel köşelerini, Edremitli klarnet virtüözü Şükrü Tunar’a ait hatıra bölümünü eklemek vakıa mutabık olacaktır. KAZDAĞLARINI YAŞAMAK VE YAŞATMAK… Murat-Uğur Bostancıoğlu kardeşlerin Kazdağlarını yaşamak ve yaşatmak felsefesiyle tesis ettikleri müzede bölgedeki önemli koleksiyonerlerden, Dr. Dişhekimi Özkan Arıkantürk’ün koleksiyonuna kayıtlı eserlerden bir bölümü de sergileniyor. Çanakkale Troya Müzesi’nden Bergama’ya kadar uzanan büyükçe alandaki tek müze olma vasfını haiz Kazdağı Müzesi, bu anlamda üzerine düşen sorumluluğu yerine getiriyor. Müze müştemilatına bir kafe ve hediye hediyelik eşya dükkânı da dâhil edilmiş. Hediyelik eşya dükkânında yöresel zeytinyağı sabunları, Kazdağı’da yetişen endemik bitkilerden üretilen bitki çayları, zeytinyağı çeşitleri, yöresel ürünler ve Kazdağı özelinde yayınlanan kitaplar bulunuyor. Hemen her koleksiyonerin hayalleri arasında olan müze kurma ideallerine ulaşarak Kazdağı Müzesi’ni büyük uğraş ve fedakârlıklarla tesis eden Murat-Ali Bostancıoğlu kardeşleri tebrik ederken, katılım bankamız iştiraklerinden Körfez Termal ziyaretçilerinin, tesisin hemen yanı başındaki limanda bulunan müzeyi gezmeden yapacakları tatilin kültür yönünün eksik kalacağına vurgu yaparak yazımıza nihayet verelim. İbrahim Ethem Gören 29.09.2020
6 polecane przez mieszkańców
Galeria Etnograficzna Sarıkız Kazdağı
6 polecane przez mieszkańców
GÜRE’DE BİR KÜLTÜR MİRASI: KAZDAĞI MÜZESİ Kaz Dağı Müzesi Edremit’te ziyaret edilmesi gereken önemli bir kültür, sanat, etnografya merkezi. Güre Limanı’nda yöreye özgü taş bir binada tarih ve medeniyet sevdalılarına hizmet etmekte olan müzede Kuzey Ege tarihine ait önemli belgeler, dokümanlar ve antik eserler sergileniyor. 2015 yılında Sarıkız Kazdağı Etnografya Galerisi adıyla hizmete giren müessese yakın zaman önce Kültür ve Turizm Bakanlığı nezdinde özel müze olarak tescillenmiş. Müzenin girişindeki tarihi çeşme “canlı olan her şeyin sudan yaratıldığına” vurgu yaparken, çeşmenin hemen yanına konulan, bölge ekonomisinin temel yapı taşlarından zeytinyağı üretim tesislerinde kullanılan soğuk sıkım âleti değirmen taşı Kazdağı Müzesi misafirlerini karşılıyor. MÜZE, UĞUR-MURAT OSTANCIOĞLU KARDEŞLERİN GAYRETLERİYLE HAYAT BULMUŞ. Uğur ve Murat Bostancıoğlu kardeşlerin, merhum babaları Ali Bostancıoğlu’nuz aziz hatırasına hürmeten tesis ettikleri Kazdağı Müzesi’nde ziyaretçileri görsel objeler, bölgeye ait eferemalar/dökümanlar, balmumu heykeller, antik objeler, sikkeler, yöresel kıyafetler, fotoğraflar/albümler, Kazdağı bölgesinde yaşamış mühim şahsiyetlerin özel eşyaları ile zeytinyağı üretim süreçlerinde kullanılan âlet ve sair ekipmanlar sergileniyor. 300 metrekare kapalı alana sahip olan, iki salon ve elli kişilik konferans/seminer salonundan müteşekkil müzede sergilenen eserler arasında Grek ve Roma dönemlerine tarihlenen cam koku şişeleri, bardaklar, kâseler ve cam bilezikler ön plana çıkıyor. Pişmiş topraktan üretilmiş koku şişeleri, tesdiler, yağ kandilleri, pişmiş muhtelif toprak figürleri, metal çocuk oyuncakları, kolye uçları, yüzükler, fibulalar, saç iğneleri, cımbızlar, bronz aynalar, bölgede onlarca asır önce yaşamış insanların günlük yaşamlarında değer atfettikleri nesneleri oluşturuyor. Ayrıca ok uçları, kurşun sapan taşları, prehistorik taş baltalar ve olta uçları avcı toplayıcı dönem insanlarının yaşamlarına Güre Limanı’ndan somut bir pencere açıyor. Müzede sergilenmekte olan eser ve objeler uzun uğraşlarla Kuzey Ege bölgesinden toplanarak kayıt ve muhafaza altına alınmış. Son cümlemize müzedeki tüm arkeolojik eserlerin, antik sikkelerin, toprakaltı madeni eşyalarının Antik Çağ’da Troas, Mysia ve Aeolis bölgelerinin kesişme noktalarında yer alan Edremit Körfezi’nin çevresinde bulunan yirmiden fazla antik kent mahreçli olduğunu belirtmekte fayda mülahaza ediyoruz. Tarihi mekânda ziyaretçileri evvelemirde Metin Bostancıoğlu’nun gayretleriyle hazırlanan sekiz dakikalık belgesel tanıtım filmi karşılıyor. Kazdağı Müzesi ziyaretçilerini, İda dağı mitoslarının, Troya ve Antendros Kuzey Ege antik kentlerinin, antik dönemlere ait sikkelerinin, vazolar ve terrakotaların, II. Mehmed Han’ın İstanbul’un fethi sırasında Toroslardan getirdiği Tahtacı Türkmenlerinin hayat hikâyelerinin, Yörüklerin ve Muhacirlerin bölgedeki hayata tutunma çabalarının, Kazdağı Milli Parkı’nın, bölge endemik bitkilerinin ve faunasının, Hasanboğuldu vakıasının, Sütüven şelalesinin, Sarıkız Efsanesi’nin orta yerine götürüyor! DUR YOLCU! Müzede, bölgedeki eski zeytinyağı fabrikaları ve zeytinyağı üretim süreçlerine dair sergilenen tarihi ekipmanlar dünden bugüne zeytinin hikâyesine odaklanıyor. Eski Edremit ve Körfez fotoğraf ve belgeleriyle yöresel kıyafetler Edremit ve civarında birkaç asırdır süregelen yaşanmışlıklara dair önemli paragraflar açarken, Gazi Mustafa Kemal’in balmumu heykeli, Milli Mücadele için Edremit, Kazdağları, Ayvalık ve Cunda Adası bölge halklarının Kuvayı Milliye ruhuyla ürettikleri katma değerler ziyaretçilere “dur yolcu” ihtarını yapıyor! GÜRE LİMANI’NDA BİR SIĞINMA SAHNESİ! Güre Limanı’nda tarih ve medeniyete dair bir sığınma sahnesi niteliğindeki müzede ayrıca yolu Kazdağları’ndan geçmiş, iz bırakan değerler köşesi de mevcut... Son cümleye çocukluğu Edremit ve Kazdağı’nda geçmiş olan “Benim meskenim dağlardır, dağlar” diyen Sabahattin Ali köşesini ve balmumu heykelini, Kazdağları âşığı Tuncel Kurtiz’in balmumu heykelini ve eserlerini, Çanakkale Destanı kahramanı Havranlı Koca Seyit’in balmumu heykelini, Edremitli şair Mustafa Seyit Sütüven’in ve şair Ali Ekber Çiçek’in balmumu heykellerini ve özel köşelerini, Edremitli klarnet virtüözü Şükrü Tunar’a ait hatıra bölümünü eklemek vakıa mutabık olacaktır. KAZDAĞLARINI YAŞAMAK VE YAŞATMAK… Murat-Uğur Bostancıoğlu kardeşlerin Kazdağlarını yaşamak ve yaşatmak felsefesiyle tesis ettikleri müzede bölgedeki önemli koleksiyonerlerden, Dr. Dişhekimi Özkan Arıkantürk’ün koleksiyonuna kayıtlı eserlerden bir bölümü de sergileniyor. Çanakkale Troya Müzesi’nden Bergama’ya kadar uzanan büyükçe alandaki tek müze olma vasfını haiz Kazdağı Müzesi, bu anlamda üzerine düşen sorumluluğu yerine getiriyor. Müze müştemilatına bir kafe ve hediye hediyelik eşya dükkânı da dâhil edilmiş. Hediyelik eşya dükkânında yöresel zeytinyağı sabunları, Kazdağı’da yetişen endemik bitkilerden üretilen bitki çayları, zeytinyağı çeşitleri, yöresel ürünler ve Kazdağı özelinde yayınlanan kitaplar bulunuyor. Hemen her koleksiyonerin hayalleri arasında olan müze kurma ideallerine ulaşarak Kazdağı Müzesi’ni büyük uğraş ve fedakârlıklarla tesis eden Murat-Ali Bostancıoğlu kardeşleri tebrik ederken, katılım bankamız iştiraklerinden Körfez Termal ziyaretçilerinin, tesisin hemen yanı başındaki limanda bulunan müzeyi gezmeden yapacakları tatilin kültür yönünün eksik kalacağına vurgu yaparak yazımıza nihayet verelim. İbrahim Ethem Gören 29.09.2020
Assos (Grekçe: Άσσος) ya da Behramkale, Çanakkale'nin Ayvacık ilçesinin yaklaşık 17 km güneyindeki Behramkale Köyü'nde yer alan bir antik kent. Antik Çağda Troas diye adlandırılan bölgenin güney ucunda volkanik bir tepenin zirvesi ve yamaçlarında, Midilli adasının karşısında kurulmuştur. Tarih boyunca Lidya, Pers, Pergamon¸ Roma egemenliği altına giren bölge Orta Çağ'da terk edilmiş; 1880-1883 yıllarında Amerikan Arkeoloji Enstitüsü'nün yaptığı kazılar sırasında Amerikalı genç mimar Francis H. Bacon tarafından bulunmuştur.[1] Aktif olduğu zamanlarda Assos, bulunduğu bölgedeki tek büyük limana sahip olduğu için geçen gemiler sayesinde zengin olmuştu. Assos'taki andezit taşından imal edilen lahitler, içine konan cesetlerin çabuk çürütmesi ile dünyaca ün yapmış; antik dönemde Lübnan, Suriye, Yunanistan ve Roma'ya ihraç edilmiştir. Antik Çağ'ın büyük düşünürlerinden Aristo'nun bu kentte üç yıl yaşamış ve felsefe okulu kurmuş olması nedeniyle felsefe tarihi açısınan önem taşır. Assos, Pavlus tarafından da ziyaret edilmiştir ve kent bu nedenle Hıristiyanlarca kutsal olarak kabul edilir. MÖ 900'lerde kurulan bu kentin en gözalıcı yeri en tepesine yapılmış olan, Dorik yapılı Athena Tapınağı'dır. Kentin ayrıca büyük bir amfitiyatrosu da vardır. Günümüzde, şehrin olduğu dağın eteklerinde ve yamaçlarındaki Behramkale kenti hâlen aktiftir. Assos kentinde ilk defa iskan edenlerin kim olduğu bilinmez ancak arkeolojik verilerden kentte Tunç Çağı'ndan beri kesintisiz iskan edildiği anlaşılmaktadır.[3] Bölge, MÖ 7. yüzyılda Lesbos Adası'ndan (Midilli) gelen Aiol kolonileri tarafından iskan edilerek gelişmiş, zenginleşmiştir. MÖ 6. yüzyılda Lidya Krallığı kıyılardaki hellen şehirleri üzerinde politik güç sağlamak istemiş ve bunun sonucunda Assos MÖ 560'ta Lidya Krallığı'nın hâkimiyetine girmiştir. MÖ 546 yılında Perslerin Lidya hakimiyetine son vermesi sonucu Pers egemenliği başladı. Bu dönemde vergi siteminde değişiklik olmadı. Vergi toplayanlar, Persler'den ziyade Hellen yöneticilerdi. MÖ 5. yüzyılda Pers egemenliğine karşı Atina Devleti'nin liderliğinde kurulan Atina kent birliği'nin kuruluşu sırasında Assos, yılda 1 talent ödeme karşılığında[4] kurucu üyeler arasında kaldı.[3] Persler, uğradıkları yenilgilerden sonra Ege'nin Asya kıyılarından ayrılmaya başlamıştı. Ancak zaman içinde Persler yeniden Anadolu kıyılarına döndüler; Batı Anadolu kıyılarında yaşayanları yeniden Pers egemenliğine zorlayan Kral Barışı'nın (MÖ 387) imzalanmasından hemen sonra Eubolos adında bir tüccar kendini Assos ve Atarneus kentlerinin kralı ilan etti.[4] Onun ölümünden sonra hizmetkarlarından Hermesisas yönetimi ele geçirdi.[5] Gençliğinde Plato'nun okulunda öğrenim görmüş olan Hermesias, başta Aristo olmak üzere filozof dostlarını Asos’a davet etti. Hermesias’ın yeğeni Phtias ile evlenen Aristo, Assos'ta üç yıl yaşadı. MÖ 347’de Assos'ta bir felsefe okulu kurdu ve yaşambilimi üzerine çalışmalar yaptı. Kral Hermesias, MÖ 345 yılında bağımsızlığını yitirdi; Pers komutanı Rodoslu Memnon tarafından esir alınarak Persepolis'te çarmıha gerildi ve kentte yeniden Pers hakimiyeti başladı. MÖ 344'te Assos'tan ayrılan Aristo; Makedon Kralı II. Filip'in oğlu İskender'i yetiştirmek üzere Pella'ya gitmiştir. Bölgede Pers hakimiyeti, MÖ 334 yılında Büyük İskender'in Granikos Savaşı'nda kazandığı zafer ile son buldu. Assos, Büyük İskender'in ölümünden sonra Galatlar tarafından işgal edildi.[4] MÖ 241 yılında Pergamon Krallığı'nın egemenliği altına girdi. MÖ 133'te Kral III. Attolos'un vasiyeti ile Bergama Krallığı Roma'ya geçince Assos kenti de Roma egemenliğine girdi.[3] Kent, Roma yönetimi döneminde gelişti. Bu dönemde tarım arazilerinin verimliliği ile ünlü oldu.[6] Erken imparatorluk döneminde Athena Polias, Zeus Soter ve Asklepios kültleri yanında Roma imparatoru Augustus ve karısı Livia'yı tanrılaştıran Assoslular[7], Hıristiyanlığın doğuşundan sonra kenti Aziz Pavlus ve Aziz Luka'nın ziyaret etmiş olmasının da etkisi ile Hıristiyanlığı kabul ettiler.[3] MS 381 - 390 yıllarında, Hıristiyanlığın etkisi ve imparatorluğun emirleri doğrultusunda, birçok tapınak kapatılmış ve yıkılmış, taşları kilise ve konut inşasında kullanılmıştır; ayrıca harç yapımına gerekli kirecin sağlanması için tüm mermer malzeme agora yakınındaki kireç kuyusunda yakılmıştır. Assos Athena Tapınağı ve tapınağa ait sunak da bu zamanda tahrip edilmiştir.[8] MS 3. yüzyılın ortalarından sonra kent önemini yitirdi.[8] MS 5. yüzyılda piskoposluk merkezi haline gelen kentte yerleşim, 7. yüzyılda sonra erdi.[7] Latinler, Franklar, Selçuklu ve Osmanlı Türkleri akropolise birçok kez kente saldırmışlardır. Bizans Dönemi’nde piskoposluk merkezi haline gelen Assos, 1080 yılında, Selçukluların egemenliği altına girdi, ancak 17 yıl süren egemenlikten sonra I. Haçlı ordusu komutanlarından Keşiş Pierre, bölgeden Türkleri uzaklaştırdığı için burada 1330 yılına kadar Bizans hâkimiyeti devam etti. 14. yüzyılda Karesi Beyliği'nin topraklarında olan Assos, tüm Çanakkale çevresi ile birlikte 1359 yılında Sultan I. Murat'a satılarak Osmanlı topraklarının bir parçası oldu.
46 polecane przez mieszkańców
Assos
46 polecane przez mieszkańców
Assos (Grekçe: Άσσος) ya da Behramkale, Çanakkale'nin Ayvacık ilçesinin yaklaşık 17 km güneyindeki Behramkale Köyü'nde yer alan bir antik kent. Antik Çağda Troas diye adlandırılan bölgenin güney ucunda volkanik bir tepenin zirvesi ve yamaçlarında, Midilli adasının karşısında kurulmuştur. Tarih boyunca Lidya, Pers, Pergamon¸ Roma egemenliği altına giren bölge Orta Çağ'da terk edilmiş; 1880-1883 yıllarında Amerikan Arkeoloji Enstitüsü'nün yaptığı kazılar sırasında Amerikalı genç mimar Francis H. Bacon tarafından bulunmuştur.[1] Aktif olduğu zamanlarda Assos, bulunduğu bölgedeki tek büyük limana sahip olduğu için geçen gemiler sayesinde zengin olmuştu. Assos'taki andezit taşından imal edilen lahitler, içine konan cesetlerin çabuk çürütmesi ile dünyaca ün yapmış; antik dönemde Lübnan, Suriye, Yunanistan ve Roma'ya ihraç edilmiştir. Antik Çağ'ın büyük düşünürlerinden Aristo'nun bu kentte üç yıl yaşamış ve felsefe okulu kurmuş olması nedeniyle felsefe tarihi açısınan önem taşır. Assos, Pavlus tarafından da ziyaret edilmiştir ve kent bu nedenle Hıristiyanlarca kutsal olarak kabul edilir. MÖ 900'lerde kurulan bu kentin en gözalıcı yeri en tepesine yapılmış olan, Dorik yapılı Athena Tapınağı'dır. Kentin ayrıca büyük bir amfitiyatrosu da vardır. Günümüzde, şehrin olduğu dağın eteklerinde ve yamaçlarındaki Behramkale kenti hâlen aktiftir. Assos kentinde ilk defa iskan edenlerin kim olduğu bilinmez ancak arkeolojik verilerden kentte Tunç Çağı'ndan beri kesintisiz iskan edildiği anlaşılmaktadır.[3] Bölge, MÖ 7. yüzyılda Lesbos Adası'ndan (Midilli) gelen Aiol kolonileri tarafından iskan edilerek gelişmiş, zenginleşmiştir. MÖ 6. yüzyılda Lidya Krallığı kıyılardaki hellen şehirleri üzerinde politik güç sağlamak istemiş ve bunun sonucunda Assos MÖ 560'ta Lidya Krallığı'nın hâkimiyetine girmiştir. MÖ 546 yılında Perslerin Lidya hakimiyetine son vermesi sonucu Pers egemenliği başladı. Bu dönemde vergi siteminde değişiklik olmadı. Vergi toplayanlar, Persler'den ziyade Hellen yöneticilerdi. MÖ 5. yüzyılda Pers egemenliğine karşı Atina Devleti'nin liderliğinde kurulan Atina kent birliği'nin kuruluşu sırasında Assos, yılda 1 talent ödeme karşılığında[4] kurucu üyeler arasında kaldı.[3] Persler, uğradıkları yenilgilerden sonra Ege'nin Asya kıyılarından ayrılmaya başlamıştı. Ancak zaman içinde Persler yeniden Anadolu kıyılarına döndüler; Batı Anadolu kıyılarında yaşayanları yeniden Pers egemenliğine zorlayan Kral Barışı'nın (MÖ 387) imzalanmasından hemen sonra Eubolos adında bir tüccar kendini Assos ve Atarneus kentlerinin kralı ilan etti.[4] Onun ölümünden sonra hizmetkarlarından Hermesisas yönetimi ele geçirdi.[5] Gençliğinde Plato'nun okulunda öğrenim görmüş olan Hermesias, başta Aristo olmak üzere filozof dostlarını Asos’a davet etti. Hermesias’ın yeğeni Phtias ile evlenen Aristo, Assos'ta üç yıl yaşadı. MÖ 347’de Assos'ta bir felsefe okulu kurdu ve yaşambilimi üzerine çalışmalar yaptı. Kral Hermesias, MÖ 345 yılında bağımsızlığını yitirdi; Pers komutanı Rodoslu Memnon tarafından esir alınarak Persepolis'te çarmıha gerildi ve kentte yeniden Pers hakimiyeti başladı. MÖ 344'te Assos'tan ayrılan Aristo; Makedon Kralı II. Filip'in oğlu İskender'i yetiştirmek üzere Pella'ya gitmiştir. Bölgede Pers hakimiyeti, MÖ 334 yılında Büyük İskender'in Granikos Savaşı'nda kazandığı zafer ile son buldu. Assos, Büyük İskender'in ölümünden sonra Galatlar tarafından işgal edildi.[4] MÖ 241 yılında Pergamon Krallığı'nın egemenliği altına girdi. MÖ 133'te Kral III. Attolos'un vasiyeti ile Bergama Krallığı Roma'ya geçince Assos kenti de Roma egemenliğine girdi.[3] Kent, Roma yönetimi döneminde gelişti. Bu dönemde tarım arazilerinin verimliliği ile ünlü oldu.[6] Erken imparatorluk döneminde Athena Polias, Zeus Soter ve Asklepios kültleri yanında Roma imparatoru Augustus ve karısı Livia'yı tanrılaştıran Assoslular[7], Hıristiyanlığın doğuşundan sonra kenti Aziz Pavlus ve Aziz Luka'nın ziyaret etmiş olmasının da etkisi ile Hıristiyanlığı kabul ettiler.[3] MS 381 - 390 yıllarında, Hıristiyanlığın etkisi ve imparatorluğun emirleri doğrultusunda, birçok tapınak kapatılmış ve yıkılmış, taşları kilise ve konut inşasında kullanılmıştır; ayrıca harç yapımına gerekli kirecin sağlanması için tüm mermer malzeme agora yakınındaki kireç kuyusunda yakılmıştır. Assos Athena Tapınağı ve tapınağa ait sunak da bu zamanda tahrip edilmiştir.[8] MS 3. yüzyılın ortalarından sonra kent önemini yitirdi.[8] MS 5. yüzyılda piskoposluk merkezi haline gelen kentte yerleşim, 7. yüzyılda sonra erdi.[7] Latinler, Franklar, Selçuklu ve Osmanlı Türkleri akropolise birçok kez kente saldırmışlardır. Bizans Dönemi’nde piskoposluk merkezi haline gelen Assos, 1080 yılında, Selçukluların egemenliği altına girdi, ancak 17 yıl süren egemenlikten sonra I. Haçlı ordusu komutanlarından Keşiş Pierre, bölgeden Türkleri uzaklaştırdığı için burada 1330 yılına kadar Bizans hâkimiyeti devam etti. 14. yüzyılda Karesi Beyliği'nin topraklarında olan Assos, tüm Çanakkale çevresi ile birlikte 1359 yılında Sultan I. Murat'a satılarak Osmanlı topraklarının bir parçası oldu.
Alibey Adası ya da Cunda,[1] idari bakımdan Balıkesir'in Ayvalık ilçesine bağlı bir ada. Ayvalık koyundaki Ayvalık Adaları olarak adlandırılan irili ufaklı 22 adanın içerisinde yerleşime açık tek ada Alibey'dir. Türkiye'nin Ege Denizi'nde bulunan 4. büyük adasıdır. (1.Gökçeada, 2.Bozcaada, 3.Uzunada) Konumu gereği Batı Anadolu'da deniz yollarının kesişme noktasında bulunan bir adadır. Turizm Alibey Adası doğal güzellikleri ve tarihi yapıları nedeniyle koruma altına alınmış ve 1976 yılında Ayvalık ve çevresindeki 17.900 hektarlık alan doğal ve tarihi sit alanı olarak kabul edilmiştir. Alibey Adası'nda mübadele öncesinden, Rum Ortodoks cemaatinden kalma birçok kilise ve manastır mevcuttur. Bu yapıların koruma altına alınması ancak Alibey Adası'nın tanınması ve restorasyon için sermaye aktaracak sponsorların adada mülk satınalmaları ile mümkün olabilmiştir. Son olarak 'Aşıklar Tepesi' olarak bilinen mevkiide bulunan değirmenin restorasyonu 2006 yılında tamamlanmış ve ziyarete açılmıştır. Adada, hâlen restorasyon için sponsor bekleyen pek çok tarihi eser bulunmaktadır. Adadaki tarihi binalardan bazıları aşağıdaki gibidir: Çamlı Manastır/Taksiyarhis Ta Çamya : Ada merkezinden yaya olarak ve Patriça yolundaki Ekşi Çeşme'nin solundaki yol izlenerek yarım saatte varılabilir Koruyan Meryem Manastırı/ Panagias Tis Lekai :Ayvalık Dalyan Boğazı'ndan çıkışta sağda zeytin ağaçlarının arasından gözüken boğaza hakim manzaralı restore edilmiş özel mülk Ay Işığı Manastırı/ Ai Dimitri Ta Salina : Patriça 2. köyden yürüyüşle 45 dakika mesafededir Ayos Apostolos Manastırı/ Adaya giderken köprüyü geçtiğinizde soldaki sahil yoluna saptığınızda 500 metre mesafe sonra sağ yukarıdaki küçük tepeciktedir Tavuk Adası Manastırı / Ayiu Ionnu Tu Podromu : Alibey Adası'nın karşısındaki Tavuk Adası üzerinde inşa edilmiştir Güvercin Adası Manastırı / Ai Yorgi : Pateriça Körfezinin ortasında, andezitten oluşmuş küçük bir adanın üzerinde inşa edilmiştir İlyas Peygamber Manastırı / Profit İliya : Köprünün Ada'ya giriş yönünde 200 metre sonra deniz tarafındadır; temel kalıntılarından az miktarı geriye kalmıştır. Kızlar Manastırı / Evangelistriya
96 polecane przez mieszkańców
Alibey Island
96 polecane przez mieszkańców
Alibey Adası ya da Cunda,[1] idari bakımdan Balıkesir'in Ayvalık ilçesine bağlı bir ada. Ayvalık koyundaki Ayvalık Adaları olarak adlandırılan irili ufaklı 22 adanın içerisinde yerleşime açık tek ada Alibey'dir. Türkiye'nin Ege Denizi'nde bulunan 4. büyük adasıdır. (1.Gökçeada, 2.Bozcaada, 3.Uzunada) Konumu gereği Batı Anadolu'da deniz yollarının kesişme noktasında bulunan bir adadır. Turizm Alibey Adası doğal güzellikleri ve tarihi yapıları nedeniyle koruma altına alınmış ve 1976 yılında Ayvalık ve çevresindeki 17.900 hektarlık alan doğal ve tarihi sit alanı olarak kabul edilmiştir. Alibey Adası'nda mübadele öncesinden, Rum Ortodoks cemaatinden kalma birçok kilise ve manastır mevcuttur. Bu yapıların koruma altına alınması ancak Alibey Adası'nın tanınması ve restorasyon için sermaye aktaracak sponsorların adada mülk satınalmaları ile mümkün olabilmiştir. Son olarak 'Aşıklar Tepesi' olarak bilinen mevkiide bulunan değirmenin restorasyonu 2006 yılında tamamlanmış ve ziyarete açılmıştır. Adada, hâlen restorasyon için sponsor bekleyen pek çok tarihi eser bulunmaktadır. Adadaki tarihi binalardan bazıları aşağıdaki gibidir: Çamlı Manastır/Taksiyarhis Ta Çamya : Ada merkezinden yaya olarak ve Patriça yolundaki Ekşi Çeşme'nin solundaki yol izlenerek yarım saatte varılabilir Koruyan Meryem Manastırı/ Panagias Tis Lekai :Ayvalık Dalyan Boğazı'ndan çıkışta sağda zeytin ağaçlarının arasından gözüken boğaza hakim manzaralı restore edilmiş özel mülk Ay Işığı Manastırı/ Ai Dimitri Ta Salina : Patriça 2. köyden yürüyüşle 45 dakika mesafededir Ayos Apostolos Manastırı/ Adaya giderken köprüyü geçtiğinizde soldaki sahil yoluna saptığınızda 500 metre mesafe sonra sağ yukarıdaki küçük tepeciktedir Tavuk Adası Manastırı / Ayiu Ionnu Tu Podromu : Alibey Adası'nın karşısındaki Tavuk Adası üzerinde inşa edilmiştir Güvercin Adası Manastırı / Ai Yorgi : Pateriça Körfezinin ortasında, andezitten oluşmuş küçük bir adanın üzerinde inşa edilmiştir İlyas Peygamber Manastırı / Profit İliya : Köprünün Ada'ya giriş yönünde 200 metre sonra deniz tarafındadır; temel kalıntılarından az miktarı geriye kalmıştır. Kızlar Manastırı / Evangelistriya
Ayvalık (Osmanlıca:[3]آيوالق, Antik Yunanca: Κυδωνίαι, Çağdaş Yunanca: Αϊβαλί, Ayvali ya da Κυδωνίες, Kidoniyes) Türkiye Cumhuriyeti'nin Marmara Bölgesi'nde bulunan Balıkesir'in Ege Bölgesi'nde kalan bir ilçesi.[4] Balıkesir'in en batısında, Ege Denizi kıyısında bulunan ilçe, Türkiye'nin en önemli turizm merkezlerinden biridir. Ayvalık kış mevsimlerinde büyük bir kasaba nüfusuna sahip olmakla birlikte, yaz mevsimlerinde turizmin de etkisiyle nüfus bazı küçük illerin nüfusunu aşar. Tarihte çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmış olan ilçe, çeşitli açılardan Türkiye'nin önemli ilçelerinden biridir.[5] Eski Çağlarda Ayvalık Antikçağ'da, Ayvalık Adaları'na Hekatonisa ismi veriliyordu. Bu isim, adaların en büyüğü Nesos (Moshonisi, Cunda veya Alibey Adası) aynı isimle söylenen Nesos ya da Nasos antik kentinin baş tanrısı olan Hekatos olarak da anılan Apollon'dan gelmekteydi. Apollon Adaları'nda Nesos dışında Chalkis, Pordoselene ve Kydonia antik yerleşmeleri vardı. Antik kaynaklar Chalkis, Pordoselene ve Nasos'tan çok söz etmelerine karşılık, Kydonia hakkında yazan sadece yazları akan ünlü bir sıcak su kaynağına sahip olduğunu bildiren Plinius olmuştur.[6][7] Bu dört antik kentten Chalkis ve Pordoselene yok olmuşlar, ancak Kydonia ve Nesos, sırasıyla Ayvalık ve Cunda (Alibey) olarak günümüze ulaşmışlardır.[6] Tarihî yerleşim merkezi. Bugün, eski Kydonia olduğu düşünülen alanda, ciddi bir arkeolojik çalışma olmamasına karşılık hâlen antik devre ait bol miktarda çanak çömlek parçalarına rastlanmaktadır. Bu parçalar üzerinden yapılan ön çalışmalar, Helenistik (MÖ 330-30) ve Roma (MÖ 30-MS 395) çağlarına ait yerleşim yerleri bulunduğunu işaret etmektedir.[6] Doğu Roma verilerine dayanılarak Roma döneminde en parlak çağını yaşadığı düşünülen şehrin, Bizans döneminde önemini yavaşça kaybettiği, yerleşimin Ayvalık'ta yer alan İlkkurşun Tepesi eteklerine kaydığı düşünülmektedir.[6] Kentin daha sonraki çağlardaki gelişimi bu bölge merkezli olmuştur. İlkçağda Misya, Hititler, Frigler, Lidya, ortaçağda Roma İmparatorluğu ve Doğu Roma İmparatorluğu, 14. yüzyıldan itibaren de Osmanlı İmparatorluğu egemenliğine girmiştir. 19. ve 20. yüzyılın başlarında en parlak dönemini geçiren kentte yaşayan Rum ahalinin, 1821 yılında Yunan ayaklanmasına katılması sonucu ilçenin büyük bir kısmı boşaltılmış, daha sonra dönmelerine izin verilmekle beraber kent eski canlılığına kavuşamamıştır. Bugün eski dönemlerden fazlaca kalıntıya rastlanmamasına rağmen, yer yer Antik Yunanistan ve Antik Roma çağlarına ait çanak ve çömlek parçacıkları görülmektedir. Ayvalık'ta birçok tarihi yapının yanı sıra ve Rumlardan kalma ev ve kiliseler bulunmaktadır. Adalar Ana madde: Ayvalık Adaları Alibey Adasından bir sokak karesi Ayvalık İlçesi ile Alibey (Cunda) adası, köprüler ve diğer bazı adaların genel görüntüsü Ayvalık ilçesine bağlı irili ufaklı 22 kadar ada vardır. Bu adaların en büyüğü Alibey Adası ya da diğer ismi ile Cunda Adası olup 1964 yılında bir köprü ile Lale Adası'na oradan da ilçe merkezine bağlanmıştır.[20] Bu köprülerden biri aynı zamanda Türkiye'nin ilk boğaz köprüsü olma özelliğini taşır. Alibey Adası dışındaki tüm Ayvalık Adaları 1995 yılında millî park ilan edilmiş ve yerleşim yasaklanmıştır.[21] Adalar içinde tarihi ve turistik öneme sahip olan bir diğeri de Tımarhane Adası'dır. Bu adaya Türkler eski zamanlarda Taşlı Manastır olarak da adlandırmışlardır.[20] Bu ada özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde Ayvalık'ta yaşayan Rumların içkiyi fazla kaçırması üzerine sert esen rüzgarı ile akıllarını başlarına toplamaları için gönderildikleri bir mekân olduğundan bu ismi almıştır.[20] Nüfus Bölgede ilk nüfus sayımı 1891'de Vital Guinet yönetiminde yapılmış, 21,666 olan kent nüfusunun 21.486'sının Rum, 180'inin Türk olduğu belirtilmiştir. İlçe nüfusu 1975 sayımına göre 33,000 kişidir.[9] Belediye nüfusu 1980 yılı sayımında 19.371, 1985'te 21.381, 1990'da 25.687, 1997'de ise 29.342 kişi olarak belirlenmiştir. Bu rakamlara göre yıllık ortalama nüfus artış hızı %2.5 dolaylarındadır. İlçe nüfusu 2019 sayımlarına göre 70.720 kişidir. Bu nüfusun büyük kısmı ilçe merkezinde yaşar.[19] Yazları gelen turistlerle nüfus oldukça artar. Ayvalık Türkiye'nin en kalabalık 207. yerleşim birimidir.[22] Turizm alanında büyük bir potansiyele sahip olan ilçede başta Şeytan Sofrası olmak üzere çeşitli doğal güzellikler olmakla birlikte, özellikle eski Rum evleri ve yapılarına dayanan kültür turizmi de gelişmiştir. Özellikle Sarımsaklı Plajları ve Alibey Adası'nda ise deniz turizmi gelişmiştir.[43] İlçede 1994 yılında yapılan bir çalışmaya göre 1842-1914 yılları arasından kalma toplam 363 bina bulunmaktadır.[42] İlçe son yıllarda Ege Adaları'ndan çok sayıda günübirlik misafir ağırlamaktadır. Bu ziyaretlerin amacı genellikle alışveriştir. Bu durumun ciddi ekonomik girdisinin oluşmaya başlaması ardından ilçe dükkânlarının vitrinleri Yunanca yazılar ile dolmuştur. Ayvalık'ın merkezinde her perşembe günü büyük bir pazar kurulur. Özellikle Yunanistan'ın Midilli ilinden olmak üzere, on binlerce Yunan turist günü birlik ziyarette bulunur. Yunan turistlerin ziyarette bulunduğu en önemli yerler ise Ayvalık pazarıdır. Son yıllarda Ayvalık'a gelen turistlerin çevre ilçelere de uğraması özellikle Ayvalık-Edremit arasında rekabete yol açmıştır. Ayvalık doğal güzellikler bakımından zengin bir ilçe olmakla birlikte mutfağı ile de ünlüdür. İlçeye özgü en önemli yiyecek sosis, sucuk, kaşar, turşu, mayonez, ketçap gibi malzemelerle hazırlanan Ayvalık tostu'dur. Diğer önemli bir yiyecek tüm Balıkesir ilinde yaygın olarak yapılan ve Höşmerim olarak da bilinen Hoşmerim tatlısıdır. Papalina olarak bilinen bir balık türünün (çaça balığı), genellikle meze olarak tüketilen ızgarası ve zeytinyağında unla yapılan kızartması da Ayvalık'ın önemli yemekleri arasında sayılır. Deniz kıyısında olması nedeniyle deniz ürünlerinden yapılan mezeler ve zeytinyağlı yemekler Ayvalık mutfağının temelini oluşturur. Ayvalık'ta son zamanlarda zeytinli dondurma da ilgi odağı olmuştur.[45]
56 polecane przez mieszkańców
Ayvalık
56 polecane przez mieszkańców
Ayvalık (Osmanlıca:[3]آيوالق, Antik Yunanca: Κυδωνίαι, Çağdaş Yunanca: Αϊβαλί, Ayvali ya da Κυδωνίες, Kidoniyes) Türkiye Cumhuriyeti'nin Marmara Bölgesi'nde bulunan Balıkesir'in Ege Bölgesi'nde kalan bir ilçesi.[4] Balıkesir'in en batısında, Ege Denizi kıyısında bulunan ilçe, Türkiye'nin en önemli turizm merkezlerinden biridir. Ayvalık kış mevsimlerinde büyük bir kasaba nüfusuna sahip olmakla birlikte, yaz mevsimlerinde turizmin de etkisiyle nüfus bazı küçük illerin nüfusunu aşar. Tarihte çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmış olan ilçe, çeşitli açılardan Türkiye'nin önemli ilçelerinden biridir.[5] Eski Çağlarda Ayvalık Antikçağ'da, Ayvalık Adaları'na Hekatonisa ismi veriliyordu. Bu isim, adaların en büyüğü Nesos (Moshonisi, Cunda veya Alibey Adası) aynı isimle söylenen Nesos ya da Nasos antik kentinin baş tanrısı olan Hekatos olarak da anılan Apollon'dan gelmekteydi. Apollon Adaları'nda Nesos dışında Chalkis, Pordoselene ve Kydonia antik yerleşmeleri vardı. Antik kaynaklar Chalkis, Pordoselene ve Nasos'tan çok söz etmelerine karşılık, Kydonia hakkında yazan sadece yazları akan ünlü bir sıcak su kaynağına sahip olduğunu bildiren Plinius olmuştur.[6][7] Bu dört antik kentten Chalkis ve Pordoselene yok olmuşlar, ancak Kydonia ve Nesos, sırasıyla Ayvalık ve Cunda (Alibey) olarak günümüze ulaşmışlardır.[6] Tarihî yerleşim merkezi. Bugün, eski Kydonia olduğu düşünülen alanda, ciddi bir arkeolojik çalışma olmamasına karşılık hâlen antik devre ait bol miktarda çanak çömlek parçalarına rastlanmaktadır. Bu parçalar üzerinden yapılan ön çalışmalar, Helenistik (MÖ 330-30) ve Roma (MÖ 30-MS 395) çağlarına ait yerleşim yerleri bulunduğunu işaret etmektedir.[6] Doğu Roma verilerine dayanılarak Roma döneminde en parlak çağını yaşadığı düşünülen şehrin, Bizans döneminde önemini yavaşça kaybettiği, yerleşimin Ayvalık'ta yer alan İlkkurşun Tepesi eteklerine kaydığı düşünülmektedir.[6] Kentin daha sonraki çağlardaki gelişimi bu bölge merkezli olmuştur. İlkçağda Misya, Hititler, Frigler, Lidya, ortaçağda Roma İmparatorluğu ve Doğu Roma İmparatorluğu, 14. yüzyıldan itibaren de Osmanlı İmparatorluğu egemenliğine girmiştir. 19. ve 20. yüzyılın başlarında en parlak dönemini geçiren kentte yaşayan Rum ahalinin, 1821 yılında Yunan ayaklanmasına katılması sonucu ilçenin büyük bir kısmı boşaltılmış, daha sonra dönmelerine izin verilmekle beraber kent eski canlılığına kavuşamamıştır. Bugün eski dönemlerden fazlaca kalıntıya rastlanmamasına rağmen, yer yer Antik Yunanistan ve Antik Roma çağlarına ait çanak ve çömlek parçacıkları görülmektedir. Ayvalık'ta birçok tarihi yapının yanı sıra ve Rumlardan kalma ev ve kiliseler bulunmaktadır. Adalar Ana madde: Ayvalık Adaları Alibey Adasından bir sokak karesi Ayvalık İlçesi ile Alibey (Cunda) adası, köprüler ve diğer bazı adaların genel görüntüsü Ayvalık ilçesine bağlı irili ufaklı 22 kadar ada vardır. Bu adaların en büyüğü Alibey Adası ya da diğer ismi ile Cunda Adası olup 1964 yılında bir köprü ile Lale Adası'na oradan da ilçe merkezine bağlanmıştır.[20] Bu köprülerden biri aynı zamanda Türkiye'nin ilk boğaz köprüsü olma özelliğini taşır. Alibey Adası dışındaki tüm Ayvalık Adaları 1995 yılında millî park ilan edilmiş ve yerleşim yasaklanmıştır.[21] Adalar içinde tarihi ve turistik öneme sahip olan bir diğeri de Tımarhane Adası'dır. Bu adaya Türkler eski zamanlarda Taşlı Manastır olarak da adlandırmışlardır.[20] Bu ada özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde Ayvalık'ta yaşayan Rumların içkiyi fazla kaçırması üzerine sert esen rüzgarı ile akıllarını başlarına toplamaları için gönderildikleri bir mekân olduğundan bu ismi almıştır.[20] Nüfus Bölgede ilk nüfus sayımı 1891'de Vital Guinet yönetiminde yapılmış, 21,666 olan kent nüfusunun 21.486'sının Rum, 180'inin Türk olduğu belirtilmiştir. İlçe nüfusu 1975 sayımına göre 33,000 kişidir.[9] Belediye nüfusu 1980 yılı sayımında 19.371, 1985'te 21.381, 1990'da 25.687, 1997'de ise 29.342 kişi olarak belirlenmiştir. Bu rakamlara göre yıllık ortalama nüfus artış hızı %2.5 dolaylarındadır. İlçe nüfusu 2019 sayımlarına göre 70.720 kişidir. Bu nüfusun büyük kısmı ilçe merkezinde yaşar.[19] Yazları gelen turistlerle nüfus oldukça artar. Ayvalık Türkiye'nin en kalabalık 207. yerleşim birimidir.[22] Turizm alanında büyük bir potansiyele sahip olan ilçede başta Şeytan Sofrası olmak üzere çeşitli doğal güzellikler olmakla birlikte, özellikle eski Rum evleri ve yapılarına dayanan kültür turizmi de gelişmiştir. Özellikle Sarımsaklı Plajları ve Alibey Adası'nda ise deniz turizmi gelişmiştir.[43] İlçede 1994 yılında yapılan bir çalışmaya göre 1842-1914 yılları arasından kalma toplam 363 bina bulunmaktadır.[42] İlçe son yıllarda Ege Adaları'ndan çok sayıda günübirlik misafir ağırlamaktadır. Bu ziyaretlerin amacı genellikle alışveriştir. Bu durumun ciddi ekonomik girdisinin oluşmaya başlaması ardından ilçe dükkânlarının vitrinleri Yunanca yazılar ile dolmuştur. Ayvalık'ın merkezinde her perşembe günü büyük bir pazar kurulur. Özellikle Yunanistan'ın Midilli ilinden olmak üzere, on binlerce Yunan turist günü birlik ziyarette bulunur. Yunan turistlerin ziyarette bulunduğu en önemli yerler ise Ayvalık pazarıdır. Son yıllarda Ayvalık'a gelen turistlerin çevre ilçelere de uğraması özellikle Ayvalık-Edremit arasında rekabete yol açmıştır. Ayvalık doğal güzellikler bakımından zengin bir ilçe olmakla birlikte mutfağı ile de ünlüdür. İlçeye özgü en önemli yiyecek sosis, sucuk, kaşar, turşu, mayonez, ketçap gibi malzemelerle hazırlanan Ayvalık tostu'dur. Diğer önemli bir yiyecek tüm Balıkesir ilinde yaygın olarak yapılan ve Höşmerim olarak da bilinen Hoşmerim tatlısıdır. Papalina olarak bilinen bir balık türünün (çaça balığı), genellikle meze olarak tüketilen ızgarası ve zeytinyağında unla yapılan kızartması da Ayvalık'ın önemli yemekleri arasında sayılır. Deniz kıyısında olması nedeniyle deniz ürünlerinden yapılan mezeler ve zeytinyağlı yemekler Ayvalık mutfağının temelini oluşturur. Ayvalık'ta son zamanlarda zeytinli dondurma da ilgi odağı olmuştur.[45]
Sarımsaklı Plajı Sarımsaklı plajlarında 6 resmi kamp, 9 adet turizm işletme belgeli, 2 adet yatırım işletme belgeli, 59 adet de belediye belgeli konaklama tesisi ile 160'a yakın restoran, bar, kafeterya ve disko hizmet veriyor. Toplam uzunluğu kesintisiz 5 km, eni ise 50 ile 100 metre olan Sarımsaklı plajlarının Türkiye genelinde başka bir örneği yok. Kumundaki insan sağlığına çok uygun radyasyon etkileşimleri, deniz suyunun arılığı ile de sadece Türkiye’nin değil dünyanın en mükemmel kumu özelliklerini taşıdığı Dünya Sağlık Örgütü tarafından belgelenmiş durumda. Genel olarak Sarımsaklı plajları ismi ile anılan bölge içerisinde birbirinden şirin 22 plaj mevcut. Plajlar, isimlerini en yakın kamp veya otelden aldığı için bu isimleri ile anılıyor. Bu plajların isimleri geçen kamp ya da otellerle bağlantısı olmayıp, bölgede bulunan plajların hepsi halka açık.
41 polecane przez mieszkańców
Plaża Sarımsaklı
16 gül
41 polecane przez mieszkańców
Sarımsaklı Plajı Sarımsaklı plajlarında 6 resmi kamp, 9 adet turizm işletme belgeli, 2 adet yatırım işletme belgeli, 59 adet de belediye belgeli konaklama tesisi ile 160'a yakın restoran, bar, kafeterya ve disko hizmet veriyor. Toplam uzunluğu kesintisiz 5 km, eni ise 50 ile 100 metre olan Sarımsaklı plajlarının Türkiye genelinde başka bir örneği yok. Kumundaki insan sağlığına çok uygun radyasyon etkileşimleri, deniz suyunun arılığı ile de sadece Türkiye’nin değil dünyanın en mükemmel kumu özelliklerini taşıdığı Dünya Sağlık Örgütü tarafından belgelenmiş durumda. Genel olarak Sarımsaklı plajları ismi ile anılan bölge içerisinde birbirinden şirin 22 plaj mevcut. Plajlar, isimlerini en yakın kamp veya otelden aldığı için bu isimleri ile anılıyor. Bu plajların isimleri geçen kamp ya da otellerle bağlantısı olmayıp, bölgede bulunan plajların hepsi halka açık.
Edremit’in Akçay beldesinde bulunan bir diğer plaj ise Saka Çim Plajı. Sakinliğiyle bilinen plaj, kalabalık ve gürültülü plajlardan rahatsız olanlar için oldukça uygun. Edremit ilçe merkezine 15 km uzaklıkta bulunan plaj, Akçay Limanı’nı geçtikten sonra hemen karşınıza çıkıyor. Plaja girerken herhangi bir ücret ödemiyorsunuz ancak şezlong ve şemsiye hizmetinden faydalanmak için ücret ödemeniz gerekiyor. Aynı zamanda cafe ve restoran olan plaj işletmesinde de pek çok ihtiyacınızı giderebilir, keyifli bir deniz keyfi yaşayabilirsiniz. Adres: Akçay, Turgut Reis Cd. No: 91, 10300 Edremit/Balıkesir Giriş ücretsiz
Saka Çim Plaj
91 Turgut Reis Caddesi
Edremit’in Akçay beldesinde bulunan bir diğer plaj ise Saka Çim Plajı. Sakinliğiyle bilinen plaj, kalabalık ve gürültülü plajlardan rahatsız olanlar için oldukça uygun. Edremit ilçe merkezine 15 km uzaklıkta bulunan plaj, Akçay Limanı’nı geçtikten sonra hemen karşınıza çıkıyor. Plaja girerken herhangi bir ücret ödemiyorsunuz ancak şezlong ve şemsiye hizmetinden faydalanmak için ücret ödemeniz gerekiyor. Aynı zamanda cafe ve restoran olan plaj işletmesinde de pek çok ihtiyacınızı giderebilir, keyifli bir deniz keyfi yaşayabilirsiniz. Adres: Akçay, Turgut Reis Cd. No: 91, 10300 Edremit/Balıkesir Giriş ücretsiz
Edremit şehir merkezine 12 km uzaklıkta bulunan Güre beldesinin plajı, bölgede en sevilen plajlardan birisi. Güre’de bulunan otellerde konaklayan turistlerin sık sık vakit geçirdiği plaj, bir anda derinleşme gibi bir durum olmadığı için, çocuklu aileler için oldukça uygun. Plajı kumluk, ancak denizine girerken 2 metre kadar bir mesafe taşlıktan oluşuyor. Çok az ilerledikten sonra tamamen kum olduğunu belirtmeliyiz. Yani öyle deniz ayakkabısı giymek zorunda kalacağınız taş, deniz kestanesi veya yosun gibi şeyler bulunmuyor. Plaj halk plajı, bu yüzden herhangi bir ücret ödemiyorsunuz. Dilerseniz plajda bulunan tesislerin imkanlarından ücretli olarak faydalanabilirsiniz. Plajda ihtiyaçlarınızı giderebileceğiniz duş ve giyinme kabinleri de mevcut. Adres: Güre, İzmir Çanakkale Yolu No: 39 D:23, 10300 Edremit/Balıkesir Giriş ücretsiz
Güre Sahili
No:39 İzmir Çanakkale Yolu
Edremit şehir merkezine 12 km uzaklıkta bulunan Güre beldesinin plajı, bölgede en sevilen plajlardan birisi. Güre’de bulunan otellerde konaklayan turistlerin sık sık vakit geçirdiği plaj, bir anda derinleşme gibi bir durum olmadığı için, çocuklu aileler için oldukça uygun. Plajı kumluk, ancak denizine girerken 2 metre kadar bir mesafe taşlıktan oluşuyor. Çok az ilerledikten sonra tamamen kum olduğunu belirtmeliyiz. Yani öyle deniz ayakkabısı giymek zorunda kalacağınız taş, deniz kestanesi veya yosun gibi şeyler bulunmuyor. Plaj halk plajı, bu yüzden herhangi bir ücret ödemiyorsunuz. Dilerseniz plajda bulunan tesislerin imkanlarından ücretli olarak faydalanabilirsiniz. Plajda ihtiyaçlarınızı giderebileceğiniz duş ve giyinme kabinleri de mevcut. Adres: Güre, İzmir Çanakkale Yolu No: 39 D:23, 10300 Edremit/Balıkesir Giriş ücretsiz
Edremit’in sevilen tatil beldelerinden Altınoluk, mavi bayraklı plajıyla da adından sıkça söz ettiriyor. Yaz turizminin önemli noktalarından Altınoluk’ta kalan tatilciler, gündüz vakitlerini genellikle bu plajda geçiriyor. Plajı sert kum fakat denizi oldukça temiz ve kumluk. Halk plajı olduğu için genellikle yazlıkçılar tarafından tercih ediliyor. Altınoluk’ta bulunan tek plaj burası değil, birbirinden farklı olarak 6 ayrı plaj bulunuyor. Merkez plajından, Antandros Plajı’na kadar alternatiflerinizin bol olduğu Altınoluk’un her bir plajı ayrı bir güzelliğe sahip. Adres: Altınoluk, İsmet Paşa Cd., 10870 Edremit/Balıkesir
10 polecane przez mieszkańców
Altinoluk
10 polecane przez mieszkańców
Edremit’in sevilen tatil beldelerinden Altınoluk, mavi bayraklı plajıyla da adından sıkça söz ettiriyor. Yaz turizminin önemli noktalarından Altınoluk’ta kalan tatilciler, gündüz vakitlerini genellikle bu plajda geçiriyor. Plajı sert kum fakat denizi oldukça temiz ve kumluk. Halk plajı olduğu için genellikle yazlıkçılar tarafından tercih ediliyor. Altınoluk’ta bulunan tek plaj burası değil, birbirinden farklı olarak 6 ayrı plaj bulunuyor. Merkez plajından, Antandros Plajı’na kadar alternatiflerinizin bol olduğu Altınoluk’un her bir plajı ayrı bir güzelliğe sahip. Adres: Altınoluk, İsmet Paşa Cd., 10870 Edremit/Balıkesir
Tahtakuşlar Köyü’nü ilginç kılan bir diğer özellik ise, Türkiye’nin ilk özel etnografya müzesinin burada olması. Yörük kültürünü simgeleyen eşya ve objelerin sergilendiği müzede, Kaz Dağı’nda bulunan bitkiler de yer alıyor. Köyün içinde bulunan 180 yaşındaki Anıt Ağaç’da mutlaka görmeniz gereken şeylerden birisi. İnsan böyle devasa ve yaşlı bir ağacın altında kendi hayatının kısalığının farkına varıyor. Kaçırmayın! Tahtakuşlar Köyü’ne gelmişken köyün en tepe noktasında yer alan restoranda kahvaltı etmenizi de öneririz. Eşsiz manzarasıyla güzel bir gözleme yemek eminiz size de iyi gelecektir. Adres: Tahtakuşlar, Edremit/Balıkesir
9 polecane przez mieszkańców
Muzeum Tahtakuslar
No:41 69.sok
9 polecane przez mieszkańców
Tahtakuşlar Köyü’nü ilginç kılan bir diğer özellik ise, Türkiye’nin ilk özel etnografya müzesinin burada olması. Yörük kültürünü simgeleyen eşya ve objelerin sergilendiği müzede, Kaz Dağı’nda bulunan bitkiler de yer alıyor. Köyün içinde bulunan 180 yaşındaki Anıt Ağaç’da mutlaka görmeniz gereken şeylerden birisi. İnsan böyle devasa ve yaşlı bir ağacın altında kendi hayatının kısalığının farkına varıyor. Kaçırmayın! Tahtakuşlar Köyü’ne gelmişken köyün en tepe noktasında yer alan restoranda kahvaltı etmenizi de öneririz. Eşsiz manzarasıyla güzel bir gözleme yemek eminiz size de iyi gelecektir. Adres: Tahtakuşlar, Edremit/Balıkesir
Edremit ilçe merkezine 8 km uzaklıkta bulunan Akçay, Edremit’in en bilinen tatil beldesi desek yanlış olmaz. Edremit’in sahili olan Akçay, aynı zamanda Türkiye’nin de en eski tatil merkezlerinden birisi. Yeşilçam filmlerine kadar konu olan belde, genellikle yazlıkçıların bulunduğu bir yer olduğu için emeklilerin yoğun olduğu bir alan. Yaşlıların burayı tercih etmesindeki en önemli neden ise hiç şüphesiz Akçay’ın doğal güzellikleri. Şifalı termal kaplıcaları, Kazdağı’ndan gelen bol oksijeniyle kaçınılmaz bir güzelliğe sahip. Neden Gitmeliyim? Denizi çoğu denize göre oldukça soğuk olmasıyla da biliniyor, en meşhur plajı ise Altınkum Plajı. Sahilinde bulunan kordon boyu ise, akşamları yürüyüş yapmak için herkesin tercih ettiği meşhur bir alan. Burada çok fazla otel ve pansiyon olduğu için genelde turistler sahil şeridindeki otellerde konaklamayı tercih ediyor. Ancak siz dilerseniz sezonluk ya da haftalık ev kiralayarak, daha düşük ücretlerle konaklayabilirsiniz. Adres: Akçay, Edremit/Balıkesir
12 polecane przez mieszkańców
Akçay
12 polecane przez mieszkańców
Edremit ilçe merkezine 8 km uzaklıkta bulunan Akçay, Edremit’in en bilinen tatil beldesi desek yanlış olmaz. Edremit’in sahili olan Akçay, aynı zamanda Türkiye’nin de en eski tatil merkezlerinden birisi. Yeşilçam filmlerine kadar konu olan belde, genellikle yazlıkçıların bulunduğu bir yer olduğu için emeklilerin yoğun olduğu bir alan. Yaşlıların burayı tercih etmesindeki en önemli neden ise hiç şüphesiz Akçay’ın doğal güzellikleri. Şifalı termal kaplıcaları, Kazdağı’ndan gelen bol oksijeniyle kaçınılmaz bir güzelliğe sahip. Neden Gitmeliyim? Denizi çoğu denize göre oldukça soğuk olmasıyla da biliniyor, en meşhur plajı ise Altınkum Plajı. Sahilinde bulunan kordon boyu ise, akşamları yürüyüş yapmak için herkesin tercih ettiği meşhur bir alan. Burada çok fazla otel ve pansiyon olduğu için genelde turistler sahil şeridindeki otellerde konaklamayı tercih ediyor. Ancak siz dilerseniz sezonluk ya da haftalık ev kiralayarak, daha düşük ücretlerle konaklayabilirsiniz. Adres: Akçay, Edremit/Balıkesir
Akçay ile Altınoluk arasında bulunan küçük ama etkileyici bir yer Güre. Meşhur termal kaplıcaları nedeniyle kaplıcalar bölgesi olarak da biliniyor. Edremit’in ilçe merkezine 12 km uzaklıkta bulunan belde, Akçay ve Altınoluk beldesine göre oldukça sakin. Denizi yine Edremit’in diğer beldeleri gibi oldukça soğuk, ancak eylül ayında daha ılık olduğu da söyleniyor. Neden Gitmeliyim? Daha sakin ve kalabalıktan uzak bir tatil tercih edenlerdenseniz, diğer beldelere göre burasının size daha uygun olacağını belirtmeliyiz. Yaz sezonu en kalabalık zamanı olmasına rağmen bu kalabalık diğer yerler kadar sizi rahatsız etmiyor. Uzun bir sahil şeridi ve kordonuyla, tüm ihtiyaçlarınızı giderebileceğiniz bir de çarşısı mevcut. Adres: Güre, 10300 Edremit/Balıkesir
16 polecane przez mieszkańców
Güre
16 polecane przez mieszkańców
Akçay ile Altınoluk arasında bulunan küçük ama etkileyici bir yer Güre. Meşhur termal kaplıcaları nedeniyle kaplıcalar bölgesi olarak da biliniyor. Edremit’in ilçe merkezine 12 km uzaklıkta bulunan belde, Akçay ve Altınoluk beldesine göre oldukça sakin. Denizi yine Edremit’in diğer beldeleri gibi oldukça soğuk, ancak eylül ayında daha ılık olduğu da söyleniyor. Neden Gitmeliyim? Daha sakin ve kalabalıktan uzak bir tatil tercih edenlerdenseniz, diğer beldelere göre burasının size daha uygun olacağını belirtmeliyiz. Yaz sezonu en kalabalık zamanı olmasına rağmen bu kalabalık diğer yerler kadar sizi rahatsız etmiyor. Uzun bir sahil şeridi ve kordonuyla, tüm ihtiyaçlarınızı giderebileceğiniz bir de çarşısı mevcut. Adres: Güre, 10300 Edremit/Balıkesir
Kazdağı Milli Parkı alanı içinde bulunan güzelliklerden bir diğeri de, meşhur Sütüven Şelalesi. Edremit’e bağlı Beyoba Köyü’nün çıkışında bulunan Sütüven Şelalesi, Sarıkız Zirvesi’nden gelen doğal kaynak suyuyla oluşan bir şelale. Kızılkeçeli Çayı üzerinde yer alan şelale, bölgenin en çok ziyaret edilen noktalarından birisi. 17 metre yükseklikten akan heybetli suyun sesi, şehir kalabalığından ve yazın sıcağından uzaklaşmak isteyenler için ideal. Neden Gitmeliyim? Aynı zamanda doğa sporları içinde oldukça uygun olan bölgede, güzel bir yürüşüş yapıp, şelalenin buz gibi suyuna girerek serinleyebilirsiniz. Dilerseniz şelale etrafında bulunan kafe ve restoran işletmelerinde dinlenebilir, soğuk bir şeyler içerek de doğanın tadını çıkarabilirsiniz. Kaçırmayın! Altınoluk-Edremit karayolunun yirminci kilometresinden Zeytinli Köyü tabelasının bulunduğu sapaktan girip, köy çıkışındaki dar köprüden geçtikten hemen sonra sizleri Beyoba Köyü karşılayacak. Beyoba Köyü’nün girişindeki çeşmeden sola doğru inen toprak yolu takip ederek, yaklaşık iki kilometre sonra şelaleye ulaşabilirsiniz. Adres: Beyoba, 10300 Edremit/Balıkesir
Wodospad Sütüven
Kazdağı Milli Parkı alanı içinde bulunan güzelliklerden bir diğeri de, meşhur Sütüven Şelalesi. Edremit’e bağlı Beyoba Köyü’nün çıkışında bulunan Sütüven Şelalesi, Sarıkız Zirvesi’nden gelen doğal kaynak suyuyla oluşan bir şelale. Kızılkeçeli Çayı üzerinde yer alan şelale, bölgenin en çok ziyaret edilen noktalarından birisi. 17 metre yükseklikten akan heybetli suyun sesi, şehir kalabalığından ve yazın sıcağından uzaklaşmak isteyenler için ideal. Neden Gitmeliyim? Aynı zamanda doğa sporları içinde oldukça uygun olan bölgede, güzel bir yürüşüş yapıp, şelalenin buz gibi suyuna girerek serinleyebilirsiniz. Dilerseniz şelale etrafında bulunan kafe ve restoran işletmelerinde dinlenebilir, soğuk bir şeyler içerek de doğanın tadını çıkarabilirsiniz. Kaçırmayın! Altınoluk-Edremit karayolunun yirminci kilometresinden Zeytinli Köyü tabelasının bulunduğu sapaktan girip, köy çıkışındaki dar köprüden geçtikten hemen sonra sizleri Beyoba Köyü karşılayacak. Beyoba Köyü’nün girişindeki çeşmeden sola doğru inen toprak yolu takip ederek, yaklaşık iki kilometre sonra şelaleye ulaşabilirsiniz. Adres: Beyoba, 10300 Edremit/Balıkesir
Edremit gezilecek yerler listemizin en önemli duraklarından biri Hasan Boğuldu Göleti’dir. Sütüven Şelalesi’ni geçtikten sonra tabelalarıyla kolayca ulaşabileceğiniz Hasan Boğuldu Göleti, Edremit ve Kazdağları’nın en meşhur yerlerinden birisi. Hikayesi nedeniyle dillerden dile dolaşan şelale, Türkiye’nin pek çok yerinden ziyaretçi akınına uğruyor. Akını diyoruz çünkü burası özellikle yaz sezonunda oldukça kalabalık olabiliyor. Şelaleden bahsetmişken, hikayesinden de bahsetmeden geçmek olmaz. Hüzünlü bir aşk hikayesi olarak birbirine kavuşamayan Hasan ve Emine’nin kötü sonla biten aşk hikayesi, gölete adını vermiş. Ancak olayla ilgili birbirinden farklı pek çok hikaye olduğu için net olarak birisi kabul edilmiyor. Neden Gitmeliyim? Ücretsiz olarak giriş yapabileceğiniz alana, sadece araç park ücreti vermeniz gerekiyor. Aracınızı bırakıp çok kısa bir mesafe patika yolu yürüdükten sonra ulaşacağınız gölet, masmavi suyuyla sizi kendine hayran bırakabilir. Doğayla baş başa ve sakin bir gün geçirmek istiyorsanız, gölet küçük bir alan olduğu için kalabalık olduğu günlerde planınızı gerçekleştirmeniz biraz zor olabilir. Zira göletin hemen altında su kenarına bulunan piknik alanı ve işletmeler de oldukça kalabalık ve gürültülü olabiliyor. Bu yüzden genellikle ilkbaharda gitmek daha uygun olabilir. Bütün bunlara rağmen doğanın harikalığı, diğer tüm etkenleri görmezden gelmenizi sağlayabiliyor. Özellikle göletin buz gibi suyuna girmeye cesaret edebilirseniz, asla unutamayacağınız bir anı elde etmiş olursunuz. Adres: Beyoba, 10300 Edremit/Balıkesir
18 polecane przez mieszkańców
Wodospad Hasan Drowned
18 polecane przez mieszkańców
Edremit gezilecek yerler listemizin en önemli duraklarından biri Hasan Boğuldu Göleti’dir. Sütüven Şelalesi’ni geçtikten sonra tabelalarıyla kolayca ulaşabileceğiniz Hasan Boğuldu Göleti, Edremit ve Kazdağları’nın en meşhur yerlerinden birisi. Hikayesi nedeniyle dillerden dile dolaşan şelale, Türkiye’nin pek çok yerinden ziyaretçi akınına uğruyor. Akını diyoruz çünkü burası özellikle yaz sezonunda oldukça kalabalık olabiliyor. Şelaleden bahsetmişken, hikayesinden de bahsetmeden geçmek olmaz. Hüzünlü bir aşk hikayesi olarak birbirine kavuşamayan Hasan ve Emine’nin kötü sonla biten aşk hikayesi, gölete adını vermiş. Ancak olayla ilgili birbirinden farklı pek çok hikaye olduğu için net olarak birisi kabul edilmiyor. Neden Gitmeliyim? Ücretsiz olarak giriş yapabileceğiniz alana, sadece araç park ücreti vermeniz gerekiyor. Aracınızı bırakıp çok kısa bir mesafe patika yolu yürüdükten sonra ulaşacağınız gölet, masmavi suyuyla sizi kendine hayran bırakabilir. Doğayla baş başa ve sakin bir gün geçirmek istiyorsanız, gölet küçük bir alan olduğu için kalabalık olduğu günlerde planınızı gerçekleştirmeniz biraz zor olabilir. Zira göletin hemen altında su kenarına bulunan piknik alanı ve işletmeler de oldukça kalabalık ve gürültülü olabiliyor. Bu yüzden genellikle ilkbaharda gitmek daha uygun olabilir. Bütün bunlara rağmen doğanın harikalığı, diğer tüm etkenleri görmezden gelmenizi sağlayabiliyor. Özellikle göletin buz gibi suyuna girmeye cesaret edebilirseniz, asla unutamayacağınız bir anı elde etmiş olursunuz. Adres: Beyoba, 10300 Edremit/Balıkesir
Kazdağı Milli Parkı’nın içinde bulunan Şahindere Kanyonu, Edremit ilçe merkezine 25 km, Altınoluk beldesine ise 4 km gibi kısa bir mesafede bulunuyor. Özel aracınızla gitmeniz gereken kanyon, eskiden sadece izin alınarak ziyaret edilebiliyordu ancak şu an halka açılmış durumda. Sadece 3 TL ücret ödeyerek giriş yapabiliyorsunuz, arabalar için ise ayrı bir otopark ücreti talep edilmiyor. Neden Gitmeliyim? Kanyona girdiğinizde ilk olarak karşınıza, gölgelerin içinde bir piknik alanı çıkıyor. Dilerseniz burada sevdiklerinizle birlikte piknik yapabilirsiniz. Ama biz önce kanyonun derinliklerini keşfetmenizi öneririz. Su ve kuş seslerini dinleyerek, doğanın tadını çıkartabileceğiniz harika bir plan olacağını düşünüyoruz. 26 km uzunluğundaki kanyon, harika manzarasıyla sizi şaşırtabilir. Doğa sporları için oldukça uygun, ancak belli bir aşamadan sonra ilerlemek oldukça zorlu olduğu için rehbersiz hareket etmemenizi tavsiye ederiz. Adres: Altınoluk, 10870 Edremit/Balıkesir
7 polecane przez mieszkańców
Şahin Dere Kanyonu
7 polecane przez mieszkańców
Kazdağı Milli Parkı’nın içinde bulunan Şahindere Kanyonu, Edremit ilçe merkezine 25 km, Altınoluk beldesine ise 4 km gibi kısa bir mesafede bulunuyor. Özel aracınızla gitmeniz gereken kanyon, eskiden sadece izin alınarak ziyaret edilebiliyordu ancak şu an halka açılmış durumda. Sadece 3 TL ücret ödeyerek giriş yapabiliyorsunuz, arabalar için ise ayrı bir otopark ücreti talep edilmiyor. Neden Gitmeliyim? Kanyona girdiğinizde ilk olarak karşınıza, gölgelerin içinde bir piknik alanı çıkıyor. Dilerseniz burada sevdiklerinizle birlikte piknik yapabilirsiniz. Ama biz önce kanyonun derinliklerini keşfetmenizi öneririz. Su ve kuş seslerini dinleyerek, doğanın tadını çıkartabileceğiniz harika bir plan olacağını düşünüyoruz. 26 km uzunluğundaki kanyon, harika manzarasıyla sizi şaşırtabilir. Doğa sporları için oldukça uygun, ancak belli bir aşamadan sonra ilerlemek oldukça zorlu olduğu için rehbersiz hareket etmemenizi tavsiye ederiz. Adres: Altınoluk, 10870 Edremit/Balıkesir
Balıkesir Edremit ile Çanakkale Bayramiçi Köyü arasında kalan tabiat parkı, Edremit’e gelenlerin uğradığı bir yer. Kazdağları’nın Çanakkale çıkışı tarafında kalan park, Edremit merkezine 2 saatlik bir mesafede yer alıyor. Mesafe uzak gözükse de, sırf doğal güzelliği ve huzur veren ortamı için buraya gelen sayısı oldukça fazla. İçeriye giriş ise ücretli. Araç başına 14 TL otopark ücreti vermeniz gerekiyor. Buraya dikkat! Yaz sezonunda özellikle de haftasonları oldukça kalabalık olduğu için piknik alanında yer bulmakta zorlanabilirsiniz. Sabah erken saatlerinde gelirseniz yer bulma ihtimaliniz daha yüksek. Öğlen saatlerinde ortaya çıkan bir diğer sorun ise, mangal dumanının her tarafı sarması. Mangal dumanından rahatsız olanlardansanız, doğanın temiz havasını içinize çekmekte biraz zorluk çekebilirsiniz. Bu nedenle haftaiçi gitmeniz daha uygun olabilir.
7 polecane przez mieszkańców
Park przyrody Ayazmapinari
7 polecane przez mieszkańców
Balıkesir Edremit ile Çanakkale Bayramiçi Köyü arasında kalan tabiat parkı, Edremit’e gelenlerin uğradığı bir yer. Kazdağları’nın Çanakkale çıkışı tarafında kalan park, Edremit merkezine 2 saatlik bir mesafede yer alıyor. Mesafe uzak gözükse de, sırf doğal güzelliği ve huzur veren ortamı için buraya gelen sayısı oldukça fazla. İçeriye giriş ise ücretli. Araç başına 14 TL otopark ücreti vermeniz gerekiyor. Buraya dikkat! Yaz sezonunda özellikle de haftasonları oldukça kalabalık olduğu için piknik alanında yer bulmakta zorlanabilirsiniz. Sabah erken saatlerinde gelirseniz yer bulma ihtimaliniz daha yüksek. Öğlen saatlerinde ortaya çıkan bir diğer sorun ise, mangal dumanının her tarafı sarması. Mangal dumanından rahatsız olanlardansanız, doğanın temiz havasını içinize çekmekte biraz zorluk çekebilirsiniz. Bu nedenle haftaiçi gitmeniz daha uygun olabilir.
Burası Neresi? Burhaniye aslında Edremit’e bağlı bir belde değil. Ancak Edremit ilçe merkezine 12 km gibi kısa bir mesafede bulunduğu için, Edremit gezi listemize eklememiz gerektiğini düşündük. Kendi aracınızla ya da Edremit’ten kalkan Körfez minibüsleriyle çok rahat ulaşabileceğiniz Burhaniye, Balıkesir’in bilinen tatil beldelerinden birisi. Neden Gitmeliyim? Genellikle yazlıkçıların yoğun olduğu bölge, yaz sezonunda oldukça hareketli oluyor. Diğer bölgelere göre çok fazla büyük otel yok ancak konaklayabileceğiniz butik pansiyon ve apart işletmeleri mevcut. Dilerseniz kiralık evlerde de kalabilirsiniz. Burhaniye şehir merkezi ile sahil şeridi arasında çok bir mesafe yok, kısa bir mesafe giderek Ören Plajı’na ulaşabilirsiniz. Adres: Burhaniye, Balıkesir/Türkiye
Burhaniye
Burası Neresi? Burhaniye aslında Edremit’e bağlı bir belde değil. Ancak Edremit ilçe merkezine 12 km gibi kısa bir mesafede bulunduğu için, Edremit gezi listemize eklememiz gerektiğini düşündük. Kendi aracınızla ya da Edremit’ten kalkan Körfez minibüsleriyle çok rahat ulaşabileceğiniz Burhaniye, Balıkesir’in bilinen tatil beldelerinden birisi. Neden Gitmeliyim? Genellikle yazlıkçıların yoğun olduğu bölge, yaz sezonunda oldukça hareketli oluyor. Diğer bölgelere göre çok fazla büyük otel yok ancak konaklayabileceğiniz butik pansiyon ve apart işletmeleri mevcut. Dilerseniz kiralık evlerde de kalabilirsiniz. Burhaniye şehir merkezi ile sahil şeridi arasında çok bir mesafe yok, kısa bir mesafe giderek Ören Plajı’na ulaşabilirsiniz. Adres: Burhaniye, Balıkesir/Türkiye
Edremit’in Altınoluk beldesinde bulunan Aqua Olive Park Beach Club, 2008 yılından bu yana hız kesmeden hizmet vermeye, yaz aylarını şenlendirmeye devam ediyor. Aqua Olive Park, su kaydırakları, yüzme havuzları ve yiyecek-içecek imkanları ve deniz kenarında konumlanan yeşil alanıyla konukları tarafından fazlasıyla beğeniliyor. Aqua Park’ın müşteri profilini büyük oranda çocuklar ve gençler oluşturuyor. Bu durum da Aqua Olive Park’ın ne denli eğlenceli olduğunu bir anlamda kanıtlıyor. Neden Gitmeliyim? Kuzey Ege’deki ilk aquapark olma ayrıcalığına sahip olan Olive Park, hızlı ve heyecanlı su kaydıraklarıyla bitmeyen macera ve sınır tanımayan eğlence anlayışıyla her yıl yaz sezonu boyunca binlerce turist tarafından ziyaret ediliyor. Aqua Olive Park içerisinde, yetişkinler için 5 adet su kaydırağı; küçükler için özel hazırlanan havuzda ise 6 adet su kaydırağı bulunuyor. Kaçırmayın! Temizlik ve hijyeniyle de herkesi memnun eden parka, görül rahatlığıyla gidebilir, çocuklarınızla ailecek harika bir gün geçirebilirsiniz. Ayrıca tesis içerisinde yemek yiyebileceğiniz Edremit Köftecisi, Altınoluk Balıkçısı, Aqua Pidecisi ve Fast-Food gibi kaliteli mekanlar da mevcut. Adres: Altınoluk, Misak-i Milli Cd. No: 6, 10870 Edremit/Balıkesir
Aqua Olive Park Beach Club
6 Misak-i Milli Cd.
Edremit’in Altınoluk beldesinde bulunan Aqua Olive Park Beach Club, 2008 yılından bu yana hız kesmeden hizmet vermeye, yaz aylarını şenlendirmeye devam ediyor. Aqua Olive Park, su kaydırakları, yüzme havuzları ve yiyecek-içecek imkanları ve deniz kenarında konumlanan yeşil alanıyla konukları tarafından fazlasıyla beğeniliyor. Aqua Park’ın müşteri profilini büyük oranda çocuklar ve gençler oluşturuyor. Bu durum da Aqua Olive Park’ın ne denli eğlenceli olduğunu bir anlamda kanıtlıyor. Neden Gitmeliyim? Kuzey Ege’deki ilk aquapark olma ayrıcalığına sahip olan Olive Park, hızlı ve heyecanlı su kaydıraklarıyla bitmeyen macera ve sınır tanımayan eğlence anlayışıyla her yıl yaz sezonu boyunca binlerce turist tarafından ziyaret ediliyor. Aqua Olive Park içerisinde, yetişkinler için 5 adet su kaydırağı; küçükler için özel hazırlanan havuzda ise 6 adet su kaydırağı bulunuyor. Kaçırmayın! Temizlik ve hijyeniyle de herkesi memnun eden parka, görül rahatlığıyla gidebilir, çocuklarınızla ailecek harika bir gün geçirebilirsiniz. Ayrıca tesis içerisinde yemek yiyebileceğiniz Edremit Köftecisi, Altınoluk Balıkçısı, Aqua Pidecisi ve Fast-Food gibi kaliteli mekanlar da mevcut. Adres: Altınoluk, Misak-i Milli Cd. No: 6, 10870 Edremit/Balıkesir
Edremit ilçesine bağlı Güre beldesinde bulunan en güzel değerlerden birisi de termal kaplıcaları. Sıcaklığı 80 dereceye kadar varabilen bu şifalı termal kaynak suyundan, Güre’de bulunan pek çok işletmeye giderek faydalanabiliyorsunuz. Sahil şeridinde bulunan Güre’de, sadece deniz, kum, güneş tatili yapmak istemeyenler için oldukça güzel olan bu alternatif, sağlık problemi yaşayanlar için de oldukça önemli. Dilerseniz Güre’de bulunan termal otellerde konaklayabilir, dilerseniz günübirlik kaplıca keyfi yaparak, yorgunluk ve stresinizi atabilirsiniz. Adres: Güre, İzmir Çanakkale Yolu No: 66, 10300 Edremit/Balıkesir
Güre Kaplıca Sahil Sitesi
Edremit ilçesine bağlı Güre beldesinde bulunan en güzel değerlerden birisi de termal kaplıcaları. Sıcaklığı 80 dereceye kadar varabilen bu şifalı termal kaynak suyundan, Güre’de bulunan pek çok işletmeye giderek faydalanabiliyorsunuz. Sahil şeridinde bulunan Güre’de, sadece deniz, kum, güneş tatili yapmak istemeyenler için oldukça güzel olan bu alternatif, sağlık problemi yaşayanlar için de oldukça önemli. Dilerseniz Güre’de bulunan termal otellerde konaklayabilir, dilerseniz günübirlik kaplıca keyfi yaparak, yorgunluk ve stresinizi atabilirsiniz. Adres: Güre, İzmir Çanakkale Yolu No: 66, 10300 Edremit/Balıkesir
az Dağı’nın zirvesinde bulunan Sarıkız Tepesi, 1726 metrelik rakımıyla, görenleri büyüleyen bir manzaraya ev sahipliği yapıyor. Ayvalık’ın Şeytan Sofrası ne ise, Edremit’in en güzel tepesi de burası. Buraya Sarıkız Tepesi denmesinin nedeni ise, eski tarihlerde burada yaşamış olan Sarıkız’ın hikayesinden geliyor. Bir Hikaye! Hikayeye göre Güre Köyü’nde yaşayan genç kız, babası hacca gittikten sonra pek çok talibi olan Sarıkız, taliplerinin hepsini reddetmiş. Ancak köylüler Sarıkız hakkında iftiralar atmaya başlayınca, hacdan dönen babası söylenenlerden etkilenerek plan yapmaya başlamış. Kızını öldürmek istemediği için Kazdağı’nın tepesine bırakan baba, kızını bir başına orada bırakmış. Daha sonra kızının yaşadığını öğrenen baba, tekrar Kaz Dağı’na çıkarak kızını ziyaret ettiğinde kızından abdest almak için su istemiş. Sarıkız’ın getirdiği su tuzluymuş. Babası tatlı su yok mu dediğinde ise, Sarıkız sadece elindeki suyu havaya kaldırarak geri vermiş. Suyun bu sefer tatlı olduğunu gören babası, kızının ermiş olduğunun farkına varmış. Neden Gitmeliyim? İşte bu hikayeden dolayı, Sarıkız’ın gömülü olduğu yer Sarıkız Türbesi olarak geçiyor. Tüm bu hikayenin yanı sıra, doğal manzarası nedeniyle de oldukça sık ziyaret edilen zirve, genellikle doğa sporlarıyla ilgilenenlerin ilgisini çekiyor. Günlük treeking turlarının sık sık yapıldığı zirveye, kendi planınıza göre de tırmanabilirsiniz. Adres: Beyoba, 10300 Edremit/Balıkesir
Sarıkız Türbesi
az Dağı’nın zirvesinde bulunan Sarıkız Tepesi, 1726 metrelik rakımıyla, görenleri büyüleyen bir manzaraya ev sahipliği yapıyor. Ayvalık’ın Şeytan Sofrası ne ise, Edremit’in en güzel tepesi de burası. Buraya Sarıkız Tepesi denmesinin nedeni ise, eski tarihlerde burada yaşamış olan Sarıkız’ın hikayesinden geliyor. Bir Hikaye! Hikayeye göre Güre Köyü’nde yaşayan genç kız, babası hacca gittikten sonra pek çok talibi olan Sarıkız, taliplerinin hepsini reddetmiş. Ancak köylüler Sarıkız hakkında iftiralar atmaya başlayınca, hacdan dönen babası söylenenlerden etkilenerek plan yapmaya başlamış. Kızını öldürmek istemediği için Kazdağı’nın tepesine bırakan baba, kızını bir başına orada bırakmış. Daha sonra kızının yaşadığını öğrenen baba, tekrar Kaz Dağı’na çıkarak kızını ziyaret ettiğinde kızından abdest almak için su istemiş. Sarıkız’ın getirdiği su tuzluymuş. Babası tatlı su yok mu dediğinde ise, Sarıkız sadece elindeki suyu havaya kaldırarak geri vermiş. Suyun bu sefer tatlı olduğunu gören babası, kızının ermiş olduğunun farkına varmış. Neden Gitmeliyim? İşte bu hikayeden dolayı, Sarıkız’ın gömülü olduğu yer Sarıkız Türbesi olarak geçiyor. Tüm bu hikayenin yanı sıra, doğal manzarası nedeniyle de oldukça sık ziyaret edilen zirve, genellikle doğa sporlarıyla ilgilenenlerin ilgisini çekiyor. Günlük treeking turlarının sık sık yapıldığı zirveye, kendi planınıza göre de tırmanabilirsiniz. Adres: Beyoba, 10300 Edremit/Balıkesir
Hay Beach Club, Altınoluk merkezine 8 km mesafede, Altınoluk ile Akçay arasında bulunan bir plaj. Sahilin plaj kısmı çok fazla geniş değil, ama yine de güzel bir deniz keyfi için ideal. Plaj özel olarak işletiliyor ancak dilerseniz kendi şemsiyenizle de istediğiniz gibi vakit geçirebilirsiniz. Ücretli olarak şezlong ve şemsiye hizmeti veren plajda restoran ve kafe hizmeti de mevcut. Denizi kumluk fakat kumsalı biraz sert taneli kuma sahip. Deniz derinliği sığ olduğu için çocuklu aileler için de uygun olan plaja, yolunuz düşerse uğramanızı öneririz. Adres: Avcılar, Denizkent Sokak No: 67, 10870 Edremit/Balıkesir
Hay Beach Club
No:67 Denizkent Sokak
Hay Beach Club, Altınoluk merkezine 8 km mesafede, Altınoluk ile Akçay arasında bulunan bir plaj. Sahilin plaj kısmı çok fazla geniş değil, ama yine de güzel bir deniz keyfi için ideal. Plaj özel olarak işletiliyor ancak dilerseniz kendi şemsiyenizle de istediğiniz gibi vakit geçirebilirsiniz. Ücretli olarak şezlong ve şemsiye hizmeti veren plajda restoran ve kafe hizmeti de mevcut. Denizi kumluk fakat kumsalı biraz sert taneli kuma sahip. Deniz derinliği sığ olduğu için çocuklu aileler için de uygun olan plaja, yolunuz düşerse uğramanızı öneririz. Adres: Avcılar, Denizkent Sokak No: 67, 10870 Edremit/Balıkesir
Edremit’in sevilen tatil beldelerinden Altınoluk, mavi bayraklı plajıyla da adından sıkça söz ettiriyor. Yaz turizminin önemli noktalarından Altınoluk’ta kalan tatilciler, gündüz vakitlerini genellikle bu plajda geçiriyor. Plajı sert kum fakat denizi oldukça temiz ve kumluk. Halk plajı olduğu için genellikle yazlıkçılar tarafından tercih ediliyor. Altınoluk’ta bulunan tek plaj burası değil, birbirinden farklı olarak 6 ayrı plaj bulunuyor. Merkez plajından, Antandros Plajı’na kadar alternatiflerinizin bol olduğu Altınoluk’un her bir plajı ayrı bir güzelliğe sahip.
Altınoluk Halk Plajı
Sahil Yolu
Edremit’in sevilen tatil beldelerinden Altınoluk, mavi bayraklı plajıyla da adından sıkça söz ettiriyor. Yaz turizminin önemli noktalarından Altınoluk’ta kalan tatilciler, gündüz vakitlerini genellikle bu plajda geçiriyor. Plajı sert kum fakat denizi oldukça temiz ve kumluk. Halk plajı olduğu için genellikle yazlıkçılar tarafından tercih ediliyor. Altınoluk’ta bulunan tek plaj burası değil, birbirinden farklı olarak 6 ayrı plaj bulunuyor. Merkez plajından, Antandros Plajı’na kadar alternatiflerinizin bol olduğu Altınoluk’un her bir plajı ayrı bir güzelliğe sahip.
Altınkum Plajı, aslında yeni bir plaj desek yanlış olmaz. Önceden kumsalı bulunmayan sahil şeridi, Zeytinli Belediyesi tarafından düzenlenerek halk plajı olarak hizmete açılmış. Edremit ilçe merkezine 9 km uzaklıkta bulunan plajda şezlong ve şemsiye hizmeti alabileceğiniz pek çok işletme mevcut. Ancak dilerseniz kendi şemsiyenizi ve havlunuzu alarak da plajın tadını çıkarabilirsiniz. Adres: Altınkum Plajı, Zeytinli, Bülent Ecevit Blv. No: 10, 10390, Edremit/Balıkesir
Plaża Altinkum
10 Bülent Ecevit Blv
Altınkum Plajı, aslında yeni bir plaj desek yanlış olmaz. Önceden kumsalı bulunmayan sahil şeridi, Zeytinli Belediyesi tarafından düzenlenerek halk plajı olarak hizmete açılmış. Edremit ilçe merkezine 9 km uzaklıkta bulunan plajda şezlong ve şemsiye hizmeti alabileceğiniz pek çok işletme mevcut. Ancak dilerseniz kendi şemsiyenizi ve havlunuzu alarak da plajın tadını çıkarabilirsiniz. Adres: Altınkum Plajı, Zeytinli, Bülent Ecevit Blv. No: 10, 10390, Edremit/Balıkesir